patisserie d’oret

Açılalı ne kadar oldu tam olarak hatırlayamasam da, pastane son keşiflerimden. Cihangir caddesinde tam köşede şirin, butik bir pastane… Kahvaltılık niyetine alınan börekler, poğaçalar şahane. Benim favorim dere otlu peynirli ve zeytinli poğaça.  Ölçüsü klasik pastane ve söz de “ev yapımı” poğaçalardan daha küçük ama çok daha lezzetli. Bir kere mideyi yakmayan ve şişirmeyen hamur adamı şaşırtıyor, insana gerçekten evde mi yapıldı sorusunu sorduruyor. Çok küçük bir mekan, belki saatlerce oturacağınız bir yer değil ama atıştırmalık bir zaman diliminiz varsa ve yolunuzun üstündeyse kesinlikle bir kaçamak yapmalı ve denemelisiniz. Yaza girdiğimiz şu günlerde serinleten limonatasını da denemenizi öneririm…

Tıkıntı’dan Meksika Soslu Biftek

Epeydir yazamadığımın farkındayım ama bu mekan artık atlatılacak gibi değil. Yaklaşık 3 aydır takmış durumdayız. Ofiscek salatasından, ana yemeğine, makarna çeşitlerine kadar denedik. Benim favorilerim arasında Meksika Soslu Biftek, Köri soslu tavuk, zeytin ezmeli piliç, Yunan salata yer almakta…

Daha çok ofise istiyoruz ancak ara sıra mekanı ziyaretimiz de oluyor. Öğlenleri çok kalabalık doğal olarak. Şunu belirtmeliyim ki; lezzet ortalamanın çok üzerinde, porsiyonlar hayli doyurucu, gayet hızlı bir servis, canayakın bir hizmet anlayışı…

Fiyatlar: 15.00-9.00 TL arası değişiyor.

White Mill’de Yılbaşı Keyfi…

Hayatımda bu kadar spontane gelişip de, bu kadar eğlendiğim başka bir özel gece hatırlamıyorum.

Gece, Tarihi Cumhuriyet Meyhanesine niyetlenip, White Mill’e kısmet olan bir geceydi. Çok da isabetli olmuş doğrusu. Yılbaşı gecesi rezervasyonumuz olmadığından terası seçmek durumunda kaldık. Zaten ısıtıcılar sayesinde içeriyi aratmadı.

Efenim, yediklerimize gelirsek şöyle ki;

Meeeeezzeeeeeeeee tabağı, roka salata, ızgara bonfile (şarap sosu ile)

Başlangıç tabağında; sigara böreği, beyaz peynir, arnavut ciğeri, fasulye pilaki ve haydari.

Roka salata bilindik salata, ekstradan parmesan eklemişler. Gayet başarılı.

Gelelim ızgara bonfileye. Ben iyi pişsin ama yanmasın lafını sanıyorum 3 kez tekrar ettim beyhude yere. Zira ne zaman bu yemeği ısmarlasam özellikle söylerim, ancak her seferinde de ya içi pişmemiş ya da üstü yanmış olarak gelir. Eğer özel bir gün olmasaydı, bizlerde davetsiz misafir olmasaydık, içi pişmemiş bonfile, canım mutfağın yolunu tekrar tutardı :) Şarap sos yanına çok yakışmış, vereceklerini bilsem tarifini alırdım, o derece. Garsonumuz bonfile siparişini alırken, şarap sos mu rokfor sos mu diye sordu? Hepimiz şarap dediğimizden rokfor sos aklımda kaldı. Eminim o da yakışmıştır.

Bizi geri çevirmedikleri ve güleryüzle hizmet ettikleri için çok çok teşekkür ederiz.

Tüm bu yediklerimiz + 2 şişe şarap=400-TL (Bana iyi geldi özellikle de yılbaşı akşamı için.)

Pizza Trio’dan enfes hellimli pizza…

Geçen haftadan bu yana nihayet sona erdirdiğimiz bienal sonrası Ayşe’ye daha önce hiç gitmediğim Trio’yu önerdim o da sağolsun kabul etti ve kendimizi Sıraselviler paraleli olan sokakta hani meşhur Çiçek Bar’ın olduğu sokakta, barın biraz aşağısında sağ kolda çok çok şirin bir mekanda buluverdik.

03102009049

Resimde görüldüğü üzere pizzanın yapıldığı yer olan mutfak gözünüzün önünde, çok şirin bir taş fırın, masalar hem sandalye, hem koltuk çevrili, duvarları süsleyen çeşitli objeler, mekan ağırlıklı olarak ahşap.

Bir diğer ilginç ayrıntı ise pizza için servis edilen bıçak idi :)

03102009050

Ben daha önce böylesini görmemiştim, Ayşe de görmemiş, çok zarif bir seçim olmasa da pizza kesmek için idealdi.

Gelelim menüye ne çeşit pizza isterseniz neredeyse o kadar çeşit pizza var, pizza istemezseniz makarna, ravioli, salata seçenekleri de mevcut. Bir dahakine ravioli denemek istiyorum ben mesela. Oldukça merak ettiğim halde sufleden yiyemedim zira pizza oldukça doyurucu idi. Ayşe’nin tercihi pizza carciofo, benimki ise hellimli idi. Malzemeler oldukça taze bir kere roka pizzaya acaip yakışmış, neredeyse zaten roka yüzünden seçtim hellimliyi . İncecik ama gerçekten öyle, mozerella üstü domates, hellim ve rokadan oluşmakta. Ayşe’ninki ise sebzeli idi onun da tadına baktım hakikaten çok güzeldi. Ayşe hatta Miss Pizza’nın enginarlısından bin kat daha güzel olduğunu özellikle belirtti. Bak yazarım dedim ama önemsemediğine göre gerçekten güzel. Ben fikir beyan edemicem zira enginarlısını yemedim. Sözün özü yolunuz oradan geçmese de huzurla, sıcacık bir mekanda, güleryüzlü servisle iç gıcıklayan pizzalar yiyebilirisiniz.

03102009051

Hamarat’tan Ne İstersen Tabağı

Şişli’de de yeni yerler keşfedebiliyomuşuz, pek mesudum :) Günlerdir Anadolu Büfe’den çorba ve sandviç ekmeğine dönerden sonra, artık bünye bu ikiliyi reddetti ve Sedaların daha önceden keşfetmiş oldukları Hamarat Cafeye gittik. İsim zaten yeterince neşeli ve teşvik ediciydi. Nedense bir insan için hamarat dediklerinde elinin de çok lezzetli olacağını düşünürüm otomatikman. Aslında bu yüzden çoğu zaman hayal kırıklığına uğrarım, ama bu sefer böyle birşey olmadı. Muhtelif görüntüde hatunların işlettiği, açık büfe şeklinde stilize olan mekanın sadece dekorunu beğenmedim. Fazlaca okul kafeterya-yemekhane görüntüsü veriyordu.

Yemeklere gelince ben tabağıma yoğurtlu bulgur, z.yağlı taze fasulye, yoğ. kabak ve patlıcan, havuç salatası, mücver ve mercimek köfte aldım. İlle de soğuk seçmek durumunda değilsin tabii, sıcak yemeğin yanına zeytinyağlı da alabilirsin. O yüzden adını ne istersen tabağı koydum ben. Hepsi âlâydı, ancak mücveri hiçbir zaman soğuk sevmememe rağmen gene de niye aldım bunu bilemiyorum işte-açgözlülük diyebiliriz :) Mercimek köftede biraz fazla kuru idi. Ama açık büfede doğal karşılanabilir. Bir de biber salçalı olması benim damak tadıma pek de uygun düşmedi ama seven için ideal olabilir. Arkasından tramisu ama ev yapımı diye özellikle belirtmek isterim. Zira daha önce yediklerime pek benzememekte ama fazlasıyla hafif ve tatminkâr.  Üstelik hesap olarak da oldukça makul!

Zeytinyağlı tabağı+içecek+tatlı=13,5-TL

Great Dong Fang’den Açık Büfe :)

Felekten bir yemek olsun dediğimizde kaçış noktalarından biri :) Cevahir en üst katta sizi hiç yormadan seç beğen al usulü bir açık büfe yapılmış. Üstelik içecek hariç herşey de büfeye konuçlandırılmış. Benim seçimim önden acılı-ekşili çorba, tabağıma aldıklarım ise; tatlı soya sosa bulanmış biberli soğanlı tavuk, susamli çıtır tavuk, çin mantısı, sebzeli noodle, kızarmış patlıcan, havuç, kabak yanına salata.

Özellikle tavsiyem çin mantısı ve tatlı sosla yapılmış tavuk. Salatalarda yanına çok yakıştırdıklarımdan. Hizmete gelince açık büfe olunca neye ne kadar söylenebilirim bilmiyorum ama kasadaki çinli ablamız bile türkleşmiş. Biraz güleryüz yav ölmezsiniz. Garsonlardan bahsetmek bile istemem. Zira, kolayı getirirken, boş çorba kasesini almayıp bizi tıklım tıkış halimizle bırakmak hangi servis görevlisinin kalitesini ortaya koyar varın buna da siz karar verin.

Uzun etmeyeyim, Cevo’ya gittiğinizde açsanız kesinlikle denemeniz gereken bir yer olduğu kanısındayım. Garsonlara ilişmeyin, huzurla ayrılın :)

Açık büfe+içecek=14.50-TL

Caprice’den lezzetli Kebaplar…

Belirli aralıklarla uzunca bir süredir gerek siparişle, gerekse bizatihi giderek deneyimlediğimiz bir yer oldu Caprice Restoran.

Üstelik menüsü de hiç uğraştırmayanlardan zira ne isterseniz isteyin eğer yemeği yerinde yiyorsanız 8-TL, yok sipariş vereyim diyorsanız 10-TL. Benim favorilerim Antep Altı Ezmeli ve Kanat. Altı Ezmeli dedikleri bildiğiniz ezme salata üzeri daha toplu ve fıstıklı şiş köfte. Tabii salatadaki ezme kadar ince ve küçük kıyılmış birşey hayal etmeyin, zaten bence doğrusu da o zira öyle olsa muhtemelen köftenin altında pişmekten bulamaç haline gelmiş garip birşey olurdu. Yanında bilindikler konulmakta: ızgara domates biber, bulgur pilavı ve sumakla karıştırılmış kuru soğan. Özetle Mecidiyeköy tarafına yolunuz düşerse-belki de bir iki Trump Towers dairesi de görmek istersiniz- uğrayın. Keyifle, afiyetle güzel kebaplar yiyin.

www.caprice.com.tr

Mihrimah Sultan’dan çizburger tabağı…

Aslında amaç yemek yemek değil, nargile içmekti. Zaten mekan da yeme- içme yerinden ziyade, Karaköy kahvelerine benziyordu. Ancak rahatsızlığım sebebiyle Ayşe’ye nargile konusunda destek olamadım. Yaklaşık 3 saat oturduktan sonra karnımız acıktığından, ben çizburger tabağı, Ayşe ızgara tavuk söyledi.

Son derece yavan ve aşırı tuzlu bir hamburger köftesiydi. Ne kadar TR’ye yayıldıkça yayılmalarına karşı olsam da patentli burgerciler bu işi iyi biliyor ne yalan söyleyeyim. Bildiğimiz ev köftesinin büyütülmüş hali gibi birşeydi. Tabakta ayrıca patates kızartması ve rus salatası vardı. Ama burgerden o kadar keyfim kaçtı ki, rus salatasına dokunmadım bile. Dondurulmuş patates kızartması ise herkesin bildiği tattaydı. Zaten merak etmekteyim, işletmeciler ne zaman patatesi dondurmadan doğal haliyle kızartmaya başlayacaklar diye. Fast food restoranları haricinde de bayağı piyasası var bu dondurulmuş gıdaların. Çizburger tabağı tüm sevimsizliği ile 8-TL

Ortaya Karışık…

Epeydir biriktirdiğim yerleri toplu olarak yazmaya karar verdim. Aşağıda yazdıklarım birkaç kere tarafımdan denenmiş mekanlardır.

Öncelikle , güleryüzlü ve “önce müşteri” ilkesini yakınen benimsediğini düşündüğüm “Külünçe Sofrası”. Terbiyeli kuzu şişi favorim oldu. Ayrıca siparişin yanında sundukları çiğ köfte, fındık lahmacun gibi ikramlar da oldukça lezzetli. Geciktirdikleri siparişi ikram ederek ayrıca takdirimi kazandılar. Zira değil ikram etmek, son derece saygısızca “istemiyorsanız götüreyim, önemli değil” gibi bir yaklaşımı da gördüğümüz için, Külünçe’nin bu tavrını alkışlamak isterim. Buradan diğer önereceklerim; tavuk şiş, patlıcan kebap. Salatalar konusunda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünsem de özellikle kebapları gönül rahatlığı ile denenebilir. Çorba ve kola ile beraber: 15-20-TL kişi başı.

Gelelim bir haftadır öğle yemeği adresimiz olan Fesleğen Cafe’ye. Buranın Taksim’deki mekanla ortak olduğunu düşünmüştüm. Ancak sahibi hiçbir alakasının olmadığını, üstelik Taksim’dekinin bar, buranın ise cafe olduğunu belirtti. Bana nedense hâlâ Taksim’deki de cafe gibi geliyor. Henüz yeni bir mekan olduğundan, çok fazla abartma istemem ancak, şimdilik oldukça tatmin eden bir menüye ve servise sahip. Çıtır tavuklu ve keçi peynirli salata benim denediklerimden. Özellikle keçi peynirli salatayı çok beğendim. Menüde yazmamasına rağmen, içine konulan ceviz ve mısır salataya ayrı bir lezzet katmakta. Yesek’te daha önce de dile getirdiğim Şişli’de özellikle ofise siparişte sorun olan salata sorunuma çözüm olduğu için Fesleğen’e ayrıca teşekkürler. Salatalar: 7-10-TL

Beğendi Lokantası okulun yakınlarında bir bol kepçe lokantası. Defalarca buradan yedik. Ancak giderek yapılan yanlışlar hepimizi yıldırdığı için, buradan yemek istemeye bir son verdik. İlk başta gelen kabak dolma, karnıbahar, patlıcan musakka ve çorbalar fena değildi. Ancak giderek yanlış sipariş getirmeye, üstelik getirdikleri ürünleri de buz gibi getirmeye başladıkları ve sizi saatlerce beklettikten sonra, özür dilemeleri gereken yerde, yukarıda ikinci paragrafta bahsettiğim cümleyi kullanmayı uygun bulduklarından, mekan artık benim için “Asla” listesinin liste başıdır.

Son olarak İstiklal ve Çukurçeşme sokakta defalarca önünden geçtiğim Hala’yı deneme fırsatım oldu. Hem çiğ böreği hem de kıymalı gözlemesi fena değildi. Türkiye’de normal olarak bu ürünlerin çok daha iyilerini yediğim için, çok fazla beğenmedim. (Mesela en iyisi Antalya Kemer Yörük’te yediğimdir.) Ancak burası eve olan yakınlığından sebep arada özlediğim bu lezzetleri yemek için iyi bir fırsat gibi gözükmekte :) Çiğ börek + gözleme = 9.5-TL.

Bu arada Cihangir Komşufırın tadilatta imiş. Bir an önce açılmasını temenni ediyorum…

köşebaşı’nda futbollu kebaplı ziyafet…

Cumartesi akşamı Ankara’dan gelen kuzenimin geçmiş doğumgününü de bahane ederek, Fenerbahçe’deki köşebaşı restorana gittik. Serkan Bostancılı olması sebebiyle bayağı bir kaynaşmış mekan işletmecisiyle, ancak sonra da gözlemlediğim kadarıyla gelen her misafire aynı alakayı gösteriyorlardı.

Başlangıç olarak; borani, patlıcan salata, kırmızı biber, gavurdağı, toros, fındık lahmacun, soğan salata geldi. Meze konusunda birçok başka yerden çok da farklı olduğunu söyleyemem. Yalnız gavurdağının 1 saat içinde domateslerinin içinin geçmesi beni çok şaşırttı doğrusu.

Ana yemek olarak ortaya şaşlık kebabı, terbiyeli şiş ve kanat geldi. Terbiyeli şiş en beğendiğimdi. Kanat biraz zayıftı şişe göre. Sanırım çok fazla pişirdiklerinden biraz kuruydu.

köşebaşı’nın en şık şubesinde olduğumuzu söyledi işletmecisi. Tarihi Kurukahveciler Köşkü’nü tekrar restore ederek açmışlar. Oldukça büyük bir bahçesi vardı. İçerisini gezmedim ama dış cepheden ferah bir yer olduğu anlaşılıyordu.

www.kosebasi.com