Ciğeristanbul’da ciğer

Bir ciğerciden bir fotoğraftan sonra çok da birşey yazmak gerekmiyor. Zaten söyleyecek birşeyim de yok. Ama burayı farklı kılan nedir derseniz, söyleyeyim: Ticari işletme hissi vermemesi, başka birçok yerde olmadığı kadar bacıları gibi hissettirmeleri  ve diğer müşterilerin antipatik Beyoğlu müşterisi olmaması. Hesabı ödemedim, fiyatlar hakkında fikrim yok.

4 Replies to “Ciğeristanbul’da ciğer”

  1. Hesabı ödemedim derken sizmi ödemediniz , başkasımı ödedi…

    Yoksa hiç hesap almadılarmı…

  2. Şu yüzden sordum netten sizlerin tavsiyesi ile gittiğimiz yerlerde bazen hayal kırıklığına uğruyoruz.

    Bilmiyorum belki sizler gittiğiniz yerlerde kendinizi tanıtınca , sanal ortamda bir sitem var orada sizin hakkınızda bir yazı yazacağım diyince , elde fotoğraf makinesi filan…

    Porsiyonlar normalden daha büyük geliyor olabilir , ilgi alaka farklı olabilir hatta hatta hesap bile almayabilirler…

    Ama bizler gidince durum böyle olmuyor…

    Misalen Vedat Milor’ün gittiği bir çok yere gittim ama maalesef çoğundan hayal kırıklığı ile çıktım.

    Bu işi aşk ile yapan çok az insan var. Çoğu firmanın gözünü para hırsı bürümüş. Tad lezzet yok…

    Örneğin buradan adını yazmayacağım , bir lokantaya gittik fiyatlar hakikaten uygundu ve saat 16:00 olmasına rağmen yemekler bitmek üzereydi. Bütün yemeklerde tad lezzet harikaydı. Kapanma saatine yakın olmasına rağmen büyün masalar doluydu. Adamlar işinin ehli 40-50 yıllık lokanta…

    Yazdıklarımı anlayışla karşılayacağınızı ümit eder ve bu güzel yazılarınızı bizlerle paylaştığınız için size teşekkür ederim…

  3. Ben kimliğimi saklamak ve herhangi birinin yaşayacağı deneyimi yaşayabilmek için çok uğraşıyorum. Bir şekilde sahibiyle, işletmecisiyle tanışıyorsam da yazmıyorum. Vedat Milor ekolünü de hiç anlamıyorum. Azıcık aklı çalışan bir işletmeci yedikleri hakkında yazacağını bildiği birine ya da vaktiyle Mr. Gurme gibi bir adla kimliğini saklamaya çalışan ama sonuçta tanınan bir gazeteci olan Serdar Turgut gibi birine daha fazla ihtimam gösterir. İşletmecinin insan ayırması gerekmiyor bunun için. Daha iyi garsonunu veriverir, yemeğin zamanında hazır olup olmadığına dikkat eder falan.

    Bir de bence yemekle ilgili hiçbir yazıyı Allah kelamı diye almamak gerek. Bir yazı sadece o kişinin o günkü deneyimini yansıtır. Restoranları arkadaşlarınız gibi düşünün. En sevdiğiniz arkadaşınız bile bazen havasında değildir, veya o gün karşılıklı gıcık olursunuz. Ama genel olarak uzun vadede o arkadaşınızı seversiniz, hatalarını affedersiniz. Çok sevdiğimiz ve normalde patronumuzla gittiğimiz bir lokantaya bir gün onsuz gitmiştik ve çok kötü davranmışlardı, onlardan hiç beklemediğimiz için çok midemiz bulanmıştı. Sonradan ortaya çıktı ki o gün garsonlardan birinin özel hayatında çok zor birşey olmuş ve ekip çok gerginmiş.

Leave a Reply

Your email address will not be published.