İki hafta önce Changa’cılar Wallpaper dergisinin verdiği en iyi yeni lokanta ödülünü aldılar, müzedechanga için. Zaten üçüncü bir mekan açmak niyetindeler, uğraşıyorlarmış. O da açılınca yere göğe sığdırılamayacaklar. Bize de “kral çıplak” demek düşecek. Çünkü Mehmet Gürs’ün düştüğü hataya Changa’cıların düşmek yolunda olduğunu hissettik Sıraselviler’dekine gidince. Halbuki Hünkar’ın sahipleri Etiler ve Nişantaşı’ndaki açınca Fatih’i kapamayı becermişlerdi.
Aramızdan dört kişi domates soslu ve thai körili palamut buğulama ısmarladı. Konuşmalarımızdan yemeklerden çok da hoşnut olmadığımızı anlayan garson bizi ispiyonlayınca, işletmeci hanım (sanırım Zekiye, eski mekana bakan çilekeş Zekiye) gelip hatrımızını sordu. Palamut alanlardan Mehmet amca çok kibar biçimde şefin tatilde olup olmadığını sordu. Evet, Madrid’de bir gastronomi konferansındaymış! Diyebilirsiniz ki palamut buğulama riskli bir yemek. Doğrudur. Ancak örneğin benim somonum tabii ki yenebiliyordu ama içi tamamen pişmemişti. Yanındaki bademli bulgur da yavandı. Onu da geçelim. Sonradan aklıma geldi ve Giray’ı aradım sordum: ne ona ne Zeynep’e bonfilelerinin nasıl pişmiş olmasını istediklerini sormamışlar! İşte o zaman bu akşamın istisna değil bir gidişat olduğunu hissettim. Pazılı sucuklu patates çorbası güzel ama.
Cem Yesek’te restoranlara 5 üzerinden yıldız falan verip vermediğimi sordu. İşte tam da bu sebepten vermek taraftarı değilim. Bir gün iyi olur, başka gün kötü. Böyle blog yazınca hem iyi günler hem kötü günlerden bahsedip tek seferle son kararı vermiyor oluyoruz. En sevdiğiniz arkadaşınızın dahi kıl davrandığı, havasında olmadığı günler olmuyor mu? Onun gibi birşey. Yani Changa’cılar özelinde konuşursak, inşallah öyledir çünkü yaratıcılıklarını seviyorum ve başka yere göre daha rahat ettiğimiz, güzel bir yemekti. Julia teyze, Mehmet amca, annem ve babam klasik Türk mutfağından, artık kaybolan esnaftan bahsettiler uzun uzun ki dinlemesi gayet keyifliydi.
One Reply to “Changa’da palamut buğulama”