Bir garip yanlış anlama sonucu, Selçuk Levent’te Bursa Garaj kebapçısına, Emel Nişantaşı’nda Hacıbey’e gitmiş randevu saatinde. Selçuk Levent’te iskenderini yerken ben de Emel’le buluştum Nişantaşı civarında olduğum için. Cafe Zone’da oturduk. O mozzarellalı sebze salatasının kenarından tırtıklarken ben hem ıspanak köftesi hem de penne istedim açlıktan. Ben eskiden Lamekan’da yapardım ıspanak köftesi. Çok da severim. Burada da ıspanağa saygı duyan köfteler yapmayı becermişler. Pennenin adı “Ege otlu” idi, kendisi de öyleydi. Ama penneyi ne yaparsan yap, endüstriyel, sert makarnalıktan çıkması çok zor. Ayrıca biraz fazla kremalıydı. Cafe Zone sevdiğim yerlerden. Yıllardır köşesinde, Nişantaşı cafeliğini bilip, şımarmadan iş yapıyor. Ayrıca ana yemekler 10-14 lirayken, makarnaları 6-8 lira yapmışlar. Olabiliyor işte bal gibi! Kola, su, kahve falan ile 41.5 lira tuttu.