Bir denemiştik Brooklyn Pizza’yı ve yazmıştım, “du bakalım” demiştim. Geçenlerde Lee “İstanbul’da yediğim en iyi pizza” deyip heyecan yapınca, bir daha denemek farz oldu. Önce bir patronlar yokken ısmarladık, hep onlar yokken ısmarlıyoruz diye fırçamızı yedik, sonrasında tekrar bir onlarsız ısmarladık. Bugün de onlara da yedirebildik nihayet. Önce “Hawaii olsun ama yarısında ananas değil mantar olsun” dedik. “Büyük” dedik, “hay hay 45 santim” dediler. Bir anlamamışız 45 santim çapın gerçekten büyük anlamına geldiğini. Bir kaç öğün yedik. Derken dün “diyet pizza” dedik, “sebzesini, peynirini sonradan üstüne salata gibi koyuyoruz ama” dediler. O zaman “apple pie, apple pie” deyip mantarlı jambonlu istedik. Ardından bir patron geldi “bana sebzeli dedi” biz de “küçük vejetaryen” dedik. Bu da gerçekten küçük tam efendi, bir kişilik çıktı. Vejetaryen pesto soslu kabaklı patlıcanlı, bizimkinden daha sükse yaptı valla. Bugünse yine vejetaryen ve esas patronlara nihayet Brooklyn Black istedik. Black bombaydı. Sucuk, sosis, kıyma, jalapeno, zeytin ve bol acı. Yaktı geçti. Yok, alakası yok eğer “aman supreme işte” dediyseniz. Velhasıl duuduk baktık, olmuş. Bir de tweet’lerine bayılıyorum buranın:
Off, Brooklyn de kapandı ama şimdi twitter’da gördüm ki yeni mekanın açılmasında 10 gun 3 saat 54 dakika 53 saniye kalmış. Nerede olduğunu yazmamışlar, heyecanla bekliyoruz.