Sekiz kişilik bir grupla Peymane’ye gittik Cuma akşamı. Asmalımescit mahallesinde tam Otto’nun aşağısında kalıyor. İki katlı bir lokanta, biz ikinci katta oturduk. Zemin katta ocakbaşında da oturabiliyorsun. İç mimarisi hoş: modern, ama ultra-modern değil — düz beyaz masa, renkli polyester şeffaf perdeler. Yani Philippe Starck’ın tasarladığı bir mekan değil, ama normal, akıllı, eğitimli biri, güzel modern bir yer yapayım diye kalkışırsa böyle bir yer çıkar gibi geliyor bana. Neyse mimarisi bırakıp yemeklerden konuşalım.
Beyaz peynir, haydari, patlıcan ve acı ezmesi aldık meze olarak. Sonradan adana kebab, beyti, ve külbastı ısmarladık. Mezeler basitlerdi, çok özel değillerdi. Etler ama olağanüstü lezzetleriydi. Çok daha ünlü ve pahalı lokantalarda bile bu kadar lezzetli et zor bulursunuz.
Hizmet azıcık yavaştı: cuma akşamıydı ve lokanta doluydu. Zavallı garson tek başına üç tane sekiz-kişilik masa idare ediyordu, tabii ki imkansız. Rakı ve buz geldi. Su gelene kadar buzlarımız eridi mesela.
Toplam, sekiz kişi için 330 TL tutmuş.