Hamdi’ye bi turist daha götürdüm. Gene Kadıköy’den vapur ile geçerek başladık, çok geç rezervasyon yaptığım için maalesef üst katta oturamadık.
Önden gelen mezeler humus hariç iyiydi. Ezmenin acısı da tam kıvamındaydı.
Ara sıcak lahmacun orta diyebilirim. Bence et/ıvırzıvır dengesi kötüydü.
Ana yemek patlıcan kebabı ve terbiyeli şiş çok güzel ama asıl yemeğin yıldızı tam mevsimi olan erik kebabı idi. Erik kebabı dedikleri malta eriği (biz Adana’da yenidünya deriz nedense). Her malta eriğini açıp içinde çekirdeklerden boşalan yere eti yerleştirmişler. Karşımdaki turist sevmesin de bütün şişi ben bitireyim diye dua ettim ama işin kötüsü adam da çok beğendi. Tek tek lokmalarını saydım köftehorun. Arada o sinirle ötekilerden de yediğim için bir tane daha söylemek de istemedim.
Baklava harikaydı, fıstığı bol. Künefe de oldukça başarılı.
Yemek sonrası mırracının ayrı bahşiş istemesine kıl oluyorum ama naapalım diğerlerinin hatrına o kadar probleme de katlanıyoruz.
Ecnebi adama güzel türk şarabı içiricem diye biraz kazıklandık maalesef: 75 lira/kişi. Mırracının bahşişi hariç.
Üfff, sinir oldum. Bir haftadır her gün ‘bugün de yenidünya kebabı yemeden kaldım’ diye hayıflanıyorum senin yüzünden. Fırsatım olunca da mevsimi geçmiş olacak kesin.
Dün akşam Sirkeci Eminönü taraflarından geçiyordum, Hamdi kocaman bir isim tabelası yaptırmış: HAMDI RESTORANT
Web sitesi adresine de dikkatinizi çekerim:
http://www.hamdirestorant.com.tr Nasılsa logonun altında doğru yazmışlar…
Hamdi nin eski havası maalesef kalmadı. Turistik, özensiz ,sıradan bir mekana dönüştü. Belli ki müşterinin çoğalması bir süre sonra lezzete zarar veriyor.