Dün akşam Gülbin Abla’nın Almanya’dan gelen misafirlerinin gönlünü hoş etmek için biz de programa dahil olduk, Suada ismiyle takdis edilen Galatasaray Adası’ndaki G Balık’ta yerlerimizi aldık. Manzaraya, servise hiç girmeyeceğim, hepsi şahane. 10 çeşit kadar deniz ürünü istedik: Balık pastırması, lakerda, zencefilli mezgit, ızgarada peynir, kavun, sübye, avokadolu karides, ahtapot salatası, humus ve belki bir şeyler daha ama hatırlamıyorum. Mezeler tabaklarımıza kaşıkla servis edildiği için olsa gerek, porsiyonlar küçük. Ha “büyük olsa bitirebilecek miydin ki!” diye soracak olanları yazının finalindeki hesap bilgisine davet ediyorum hemen. Ara sıcak olarak 3 kişi kalamar yedik. Ana yemek olarak da yine 3 kişi lüfer yedik. Tatlıya sıra geldiğinde patlamanın eşiğinde olmama rağmen, ortaya söylenen 2 porsiyon şaraplı çilek ve 1 porsiyon kaymaklı kabak tatlısına da musallat oldum. Hepsi çok başarılıydı. Hele o çilekler… En kısa zamanda evde deneyeceğim! Yemeklere 1 büyük rakı ve benim 2 kadeh şarap da eklenince sohbet aldı başını yürüdü. Güzel bir gece oldu. Hediyesine gelince, 5 kişi 550 TL civarında. Gülbin Abla’nın davetlisi olduğumuzdan katkımız olamadı. Lakin GS Derneği üyelerine %20 indirim varmış.
Dernek üyesi değilim ama beni de kolay kolay unutamazlar. Gülbin Abla’ya balığımın kafasını hediye edicem derken kafa tabaktan fırlayıp camdan sekerek küskün bir şekilde 1 metre ötede yere çakıldı. Gecemiz bir kez daha şenlendi. Böyle şık yerlerde very un-şık hareketlerle topu ağlara göndermek kaderim olmuş benim!