Biri Bostancı’nın meşhur balıkçısı, diğeri bildiğimiz Hayal Kahvesi’nin eski Dulcinea’nın yerine açılan yeni lounge’umsu şubesi. Cunda’yla ilgili fazla detaya gerek var mı bilmiyorum: Kuzen yer ayırttı, taşınırken çok cefamı çektikleri için doktor ve kuzene orda küçük bir ziyafet vermek eylülden beri boynumun borcuydu, o kapsamda gittik. Mezelere bayıldık, benzerlerini sadece Ege tatil yörelerinde bulabileceğimiz midye dolmaya inanamadık, balıklar, salata, tatlılar, servis kalitesi, güleryüz, bangırdamayan müziksiz kafadostu ortam, her şey tadındaydı. 3 kişi, 1 küçük yeni rakı, 1 kadeh şarap, mezeler, ortaya balık, büyük salata ve 3 farklı tatlı toplam 170 TL. Taksim/Tünel kafa ütüsü ve kazıkçı balıkçı/meyhane ortamlarına uzun süre gireceğimi sanmıyorum. Üç aylarda bir, bir kere Cunda yaparım en temizinden, bana yeter de artar bile.
Gelelim Hayal gayfesine! Burası Elif’in karmaşık tanışıklık ağlarının bir sonucu olarak kaderin bizi eninde sonunda sürükleyeceği bir yermiş zaten. Sürüklendik nitekim, ama pişman olmadık. Çok da canlı olmayan renk seçimlerine rağmen ferah bir mekan olmuş. Yüksek tavanlı ve masaların dipdibe üst üste konmadığı bir yer olarak hemen içimizi açtı. Menüsü de iştahımızı açtı. Fantastik şeyler beklemeyin – ben de kesinlikle beklemiyorum, beklemek istemiyorum zaten! Bu lokasyon ve iç mekan tariflerim sonucunda burada ne yiyeceğinizi umuyorsanız onların tek tek dizildiği, gayet makul fiyatlı bir menüsü var. Bruşettalar, salatalar, etler-tavuklar, noodle ve makarnalar, tatlılar ve yine uygun fiyatlı bir içecek menüsü. Elif’in noodle’ı ve benim bonfileli salatam başarılıydı. Gerçi ben bu salataya keçi peyniri de ekleyebilirler mi diye sorduğumda hiç ikiletmeden tabi demişlerdi ama sonuçta gelen salatada keçi peyniri filan yoktu. Çok da kalabalık olmadığı halde bunu unutmaları hayra alamet değil! Ama hem servis çok hızlı hem de bizimle ilgilnen kız çok güleryüzlüydü. O nedenle bu unutkanlığa takılmadım. Yemeği balkabaklı cheesecake’le noktaladım. Yanında ferah limonlu dondurmayla çok dengeli bir ikili oluşturan tatlım hakkında fazla bir şey diyemiyorum. Son dönemdeki balkabağı takıntım beni sürekli balkabaklı şeylere yönlendiriyor ama henüz iyisini kötüsünden hakkıyla ayıracak kadar örnek tadamadım. Kış sonunda özel balkabağı dosyamla karşınızda olacağım!
Birer kadeh de şirazla birlikte 50 TL ödedik.
Yan kapıda, Tokyo’da kabocha’yı da dosyana eklemen gerek tabii ki:
http://www.yesek.com/?p=751
ooo.. daha yazıyı okurken acıktım!
en kısa zamanda gidiyorum eren, sağolasın :)