Pazar günü hava muhteşemdi. Sabah kalkıp Belgrad ormanına koşuya gittik, oradan da gym‘de halter. Bunlardan sonra güzel bir yemek makbule geçer diye T. beni Arnavutköy’de Adem Baba’ya getirdi. İçkisiz, hoş, doğal, tuğla duvarlı, örtüsüz ahşap masalı bir lokanta — yani basit ama şık. Sadece pazar günleri yaptıkları, yapmak için tam bir kırlangıç gerektiren, balık çorbası ısmarladık. Nefisti, hafif sebze parçalı, bol balık parçalı. Salata olarak roka ve domates salatası ısmarladık ve üzerine rendelenmiş tulum peynirli. Daha önce peynirlisi yememiştim, beğendim — peynir rokanın acılığını almış. Balık olarak da çok lezzetli iki tane sarıkanat (lüferin küçüğü) yedik. Beyaz ekmek yerine de kepekli ekmek istedik: yani hem lezzetli hem de çok sağlıklı bir yemek olmuş oldu. Çay da istedik ve hemen de geldi — karşıda çok iyi bir çayhane/kahvehane varmış, çaylar ordan geliyormuş.