Taksim Oto Yıkama’nın üstü

Size Selçuk’un yeni sabit fikrini anlatayım. İstiklal’de Ağa camiinin yanından, Sakızağacı sokağının sonuna kadar yürüyün, bitince sağa dönün, sağınızda kalan Taksim Oto Yıkama’nın üstündeki salaş meyhaneye girin. 20-25 kişilik bir yer. Gerçekten salaş. 6-7 mezesi var, 2 çeşit balığı var o kadar. Ucuz meyhane arayan solcular sevmiş. Üstelik ‘Arkadaş,’ ‘Ey Özgürlük’ falan çalıyor. Biz bile ne zaman devrimi yapacağımızı konuşmak zorunda hissettik bir ara.

Yunus, Selçuk, ben Tarlabaşı tarafından yürüyüp girdik. Yunus’un ilk lafı ‘Do you trust this place?’ oldu! Bloguma onun burayı beğenmediğini yazacağımı söylemiştim ama mezeleri götürdü valla: şakşuka, pilaki, haydari, patates salatası, çoban salatası. Küçük Efe isteyince dışarıdan ısmarladılar. Patates salatası haşlanmış, doğranmış patatesin üstüne silme, doğranmış taze soğandan ibaret. İddiası olmaması güzel zaten. Ekmekler kalın kalın kesilmiş. Gerçek geliş sebebimiz ise Selçuk’un Emre’yle geldiği geçen sefer yan masada görüp de yiyemediği, üstüne ince ince soğan doğranmış çoban salatası. Daha sonra Emel de bize katılınca o peynir ve söğüş domates, Selçuk iki porsiyon hamsi tava istedi ortaya. Bu muhabbetin en güzel taraflarından biri, yemeğin sonunda yüzüne gülüp kazıklamamaları: 68 lira hesap, Emel’i saymazsan adam başı 20 eder.

(Erkal’ın Yeri de deniyor buraya)

Leave a Reply

Your email address will not be published.