HD’de iskender

Selçuk’un İskender aşermelerinden biri. Kalktık, Metrocity’e gittik. Tam öğlen yoğunluğunun azalmaya başladığı bir saat, 2 gibi. Bir ve bir buçuk porsiyon iskender, salata, turşu ve şıra ısmarladık. Servis harika işleyen Fordist bir düzen. Masa silen adam, sipariş alan garson, içecekleri dağıtan adam, ana yemekleri dağıtan garsonlar, tereyağ döken adam hep farklı adamlar. Siparişleri pos’la alıyorlar, ona göre tıkır tıkır geliyor yemekler. Bu veriyle bir Perşembe günü öğlen saat 2’de kaç tane bir buçuk ısmarlanacağını da tahmin edip mutfakta sipariş beklemek hazırlamaya başlıyorlardır. Takdir ettim. Salata kocaman, zengin. İskenderler harika olmasa da iyi, Ankara usülü incecik yapraklar halinde. Çaylar seri bir şekilde geliyor. İyi yemek ve servisi food court‘a uyumlu hale getirmeyi becermişler. Bu sayede fiyatları da astronomik değil.

Gourmet’de brownie

Metrocity’de Laden’in Starbucks veya Gloria Jeans önerme ihtimalini bertaraf etmek için food-court‘tan da uzak olan Gourmet adlı bir kafeye oturdum o gelmeden. Çok aç olduğum için hızla ısmarladığım jambon ve mantarlı omletten, mantar konserveden olmasına rağmen gayet memnun kaldım kalmasına. Ama esas numara Laden’in ısmarladığı brownie idi. Gerçeğine çok yakın, İstanbul kafelerinin brownie zannettiği kakaolu kekten yeterince uzak, ısıtılmış, dondurma, çikolata sosu ve nane ile süslenmişti. Ama 36 beden kıyafetlere sığmamaya başlarız diye korkup :p, ikişer çatal aldık ve bitirmedik.