Hemen Ceyda’nın yazısını takiben sıcağı sıcağına beğenmediğim bir yer yazayım. Ben çok önemli olduğunu düşünüyorum beğenmediğimiz yerleri yazmanın. Ben de bıktım hem artık gerçekten zevk aldığım güzel bir yemek yiyememekten, hep birşeylerin eksik kalmasından, hem de sürekli bıkbıklanan, herşeye kusur bulan, ukalalık eden kötü kişi olmaktan. Biraz da onun için yazamıyorum uzun süredir. Ama yine de yazmak gerekiyor. Çünkü Artun Ünsal’la alıp veremediğim yok tabii ama kötü şeyleri yazmamak, sonuçta anaakımla anlaşma imzalamaya, ruhunu şeytana satmaya geliyor. En azından Artun Ünsal’ın artık o lüksü olabilir, bizlerin yok. Zamanla bozan yeri de yazmak gerek.
Akmerkez yenilendi biliyorsunuz. Tozunu üzerinden atmaya çalışıyor. Herşey gıcır olmakla birlikte, Kanyon ve İstinyePark’ın iyi çözdüğü gırtlak olayında değişiklik yok ama. Food court’u beğenmiyorsanız ya Home Store Cafe var, ya S Cafe. Sinema öncesinde S Cafe’ye gittik. O da yenilenmiş. Ama olmamış. Mutfakta ve serviste en basit ayrıntıları halletmiş olmanız gerekiyor. İspanyol omletinin içinde ne var diye sorunca, aklına geleni sayıp salamı söylemeyince olmuyor. Orijinal olsun diye tabak büyüklüğünde mücver yapıp da içinin pişmesini tutturamayınca olmuyor. Peşinde olduğunuz upper scale müşteri, bildiğimiz simit ve çayı 12 liraya satınca gelmiyor. Önce bunlar kusursuz olacak, ondan sonra talep ettiğiniz müşteriyi getirir, talep ettiğiniz paraları hakkedersiniz.
Şimdi de hemen beğendiğim bir yer yazıyorum, merak etmeyin ;)