Filmekiminde sinemadan çıktık. Gizem’le ikimiz de açız. Ve şakır şakır yağmurda şemsiyesiziz, sucuk olmuşuz. Tünelin sonundaki ışığı görmek için Fıccın’a gittik ama evet üzdü. Hazır mercimek çorbasıyla ve “hamur olmuş” fıccınıyla üzdü hem de. Ama mantı iyiydi. O, hamurlaşmamış; iç malzemesi, çoğu yerde kıyma diye dayatılan çok soğan,az kıyma (ve ağır kıyma) değildi. Sonra servis tabağına suyundan çok koymamışlar. Bizim mantı çorba olmamış, o da iyi. Ama bize sarmısak isteyip istemediğimizi sormadılar, belki bir o kötü. Bir de bana yoğurt az koymuşlar gibi geldi. 2 mercimek çorbası, 1 porsiyon fıccın, 1,5 porsiyon mantı, 1 cola, 1 çay 40 civarıydı.
Bodrum semalarından bildiriyorum
Bayramda yaptığımız Bodrum seyahatinde aklıma yazdığım yeme-içme notlarım:
Oasis”te Begonvil: Patlıcan musakka, az nohutlu pilav, 2 mercimek çorbası, yarımşar zeytinyağlı pırasa ve fasulye, yarımşar revani ve kadayıf, 3 çay. Musakka yağlı, pilav tane tane, mercimek çorbası lezzetli ve doyurucu, fasulyeyi salla ama pırasa anneminkiyle bile çok net yarışır. Toplam hesap 43 tl.
Belki yemekler insanı uçurmuyor ama havasıyla ve üzerinde düşünülmüş küçük detaylarıyla insana mutluluk veren bir lokanta burası. Amatör ruhla açılmış ve aynı ruhu korumuş. Yemekten sonra, sahibini tebrik ettik, çok utandı.
Yalıkavak’ta Sait: Salata, zeytin, pancar turşusu, köz patlıcan salatası, deniz börülcesi, kavun & beyaz peynir, ahtapot ızgara, kaşarlı kalamar ızgara, kalamar tava, dil şiş, dil tava, 600 gr.lık dil ızgara, lagos ızgara, levrek ızgara, tatlı olarak da baklava, incir tatlısı, ekmek kadayıfı, kabak tatlısı, içecek olarak kolalar çaylar, kahveler, bir küçük rakı.
Ahtapot ızgara biraz kurumuş, kalamar dolması lezzetli, kavun kelek, peynir iyi, deniz börülcesi de gayet güzel. Dil balığının mevsimi başlamış, her türlüsü şahaneydi. Tatlılardan, kabak tatlısı da iyiydi ama baklava galiba bir adım öndeydi.
Sait, pek bir meşhur Bodrum’da. Diğer balıkçılardan ne farkı var, ben anlamadım. Açıkçası, ben marinadaki şahane ahtapot ve lagos yapan Memedof’u ya da Gümüşlük’teki yaratıcı Mimoza’yı tercih ederim. Hesap, tabii ki de kabarık. 650 tl, 8 kişi.
Göltürkbükü’nde Hoca’nın Yeri: Çiğ börek, mantı, gözleme.
Çiğ börek de güzel, otlu hafif gözlemesi de. Mantının porsiyonu az gözüktü benim gözüme, onu söyleyeyim, çünkü ben yemediğimden tadı konusunda bir fikrim yok. Fiyatlar, 10 TL civarı diye hatırlıyorum.
Great Dong Fang’den Açık Büfe :)
Felekten bir yemek olsun dediğimizde kaçış noktalarından biri :) Cevahir en üst katta sizi hiç yormadan seç beğen al usulü bir açık büfe yapılmış. Üstelik içecek hariç herşey de büfeye konuçlandırılmış. Benim seçimim önden acılı-ekşili çorba, tabağıma aldıklarım ise; tatlı soya sosa bulanmış biberli soğanlı tavuk, susamli çıtır tavuk, çin mantısı, sebzeli noodle, kızarmış patlıcan, havuç, kabak yanına salata.
Özellikle tavsiyem çin mantısı ve tatlı sosla yapılmış tavuk. Salatalarda yanına çok yakıştırdıklarımdan. Hizmete gelince açık büfe olunca neye ne kadar söylenebilirim bilmiyorum ama kasadaki çinli ablamız bile türkleşmiş. Biraz güleryüz yav ölmezsiniz. Garsonlardan bahsetmek bile istemem. Zira, kolayı getirirken, boş çorba kasesini almayıp bizi tıklım tıkış halimizle bırakmak hangi servis görevlisinin kalitesini ortaya koyar varın buna da siz karar verin.
Uzun etmeyeyim, Cevo’ya gittiğinizde açsanız kesinlikle denemeniz gereken bir yer olduğu kanısındayım. Garsonlara ilişmeyin, huzurla ayrılın :)
Açık büfe+içecek=14.50-TL
Bodrum Mantı’da çorba ve feraye
Cumartesi gecesi, İstiklal Caddesi’nde sinemadan çıktıktan sonra, her ne kadar biraz acıkmış da olsak, açlığı bir an için boşverip ilk iş olarak kendimizi hızlıca kalabalıktan dışarıya atmaya baktık. Arabaya binince, yolumuzun üzerinde “ne yesek?” diye düşünürken, benim aklıma Arnavutköy’deki Bodrum Mantı geldi.
Ben domates çorbası istedim. Tuz gölünün salçalısı geldi. Ağzım, çorbayı içerken tuzdan buruş buruş oldu.
Yasin, mantının kızarmış versiyonu olan feraye yedi. Bu feraye, bilen bilir, Casita çıkışlı bir tür mantı. Orada da tatmıştım ve insanların ferayenin nesini sevdiklerini anlamamıştım; Casita’dan ayrılanların açtığı ve tat olarak çok benzer yemeklerin servis edildiği Bodrum Mantı’da da tattım ve yine anlamadım. Yasin de, tam olarak sevemedi zaten. Anladık ki biz suda haşlanmış mantıcılardanız.
Mantı 12, çorba 6 TL.
Mantıs’dan Susamlı-Izgara Biftekli Salata
Evet keşiflerimiz devam etmekte. Bugün aslında mantısıyla meşhur olan bir yerden salata söyledik ama çok da müthiş olmamakla beraber, fena olmayan bir salata geldi. Benim için kusuru çoban salata kıvamında doğranan iç malzeme idi. Ben her nedense salatada daha büyük parçalar görmekten hoşlanıyorum. (Burada Bahçe Kafeyi anmadan edemeyeceğim.) Özellikle menüye başlık olarak Susamlı biftekli salata denince, insan ister istemez salatada susamın da hakim bir öge olacağı sanrısına kapılıyor. Ama ne yazık ki böyle bir durum söz konusu değil. Gene de sosun vermiş olduğu lezzet ile 10 üzerinden 6 aldı, sınıfı geçti diyebiliriz.
Bu arada hakikaten Şişli’de süper salata yapan yerleri bilen ve yazan olursa çok makbule geçer. Ofiscek rejimdeyiz efem.
Salata+içecek=12-YTL
Mantıs’ta dört çeşit mantı
Yesek listesini tamamlamaya çalışmam aslında bayağı bir işe yaradı. Rezene’yi de çıkardım çünkü kutsal bilgi kaynağı sözlükten öğrendim ki Rezene’nin sahibesi devredip kendi yerini açmış ve o zamandan beri Rezene bozulmuş. Kendi yeri için tarif sadece Şişli’nin arka sokaklarında olduğundan ibaret olduğu halde, beylere peşime düşmeleri için tek bir sihirli sözcük söyledim (mantı) ve sora sora Bağdat’ı bulduk.
Ev yemekleri yapan bir yer havasından çok “imalathanenin önüne bir iki masa attık” havası var. İmalathane diyorum çünkü hem duvarlar fayanslı hem de bir paravanın arkasında beyaz kumaş boneli dört-beş kadının tezgah başında harıl harıl çalıştığı görülüyor. Menünün ağır topu mantı. En temel ev mantısı var. Bunun kıtırı, hamuru ıspanaklısı, domateslisi, kepeklisi, içi ıspanaklısı, patateslisi falan var. Ben kremalı ıspanak çorbası içip etsiz bezelye yedim. Selçuk’un ev mantısından, Giray’ın patatesli mantısından otlandım. Tabii ki birer mantı kesmedi. İkincisi neli olsun kavgası başlayınca tabağımı almakta olan genç kadın, “ikisinden yarım yarım bir tabak yapayım” dedi. Giray bu BT formülünü pek sevdi, “Amerika’da istesen bile yaptıramazsın, burada kadın kendiliğinden teklif etti” dedi. Tabağın yarısında hamuru ıspanaklı ve içi ıspanaklı, diğer yarısında kıtır mantı vardı. Mantı çok güzel. Ev dışında yemeye değenlerden. Benim sıralamam şöyle: Ev mantısı, kıtır mantı, patatesli ve ıspanaklı.
Dönüşte doğrudan caddeye çıktık: Adliye’nin oradaki ışıklardan hemen önce sağdan girin, üçüncü solda. Hatta paket servisleri var, yemeksepeti.com‘da da var gerçi ama bu güzelliğimi unutmayın: Perihan Sok. 114A Şişli, 0 212 219 68 54-55
Mantıs’ın duvarındaki baskıdan bir ayrıntı
Aşkana’da yarım mantı
Cumartesi akşamı Selçuk beni işten kaçırdı ama kendisini düşünüyorsa namertti, beni Aşkana’ya götürdü. Haliyle hem mantı hem çiğ börek yedik. Ama ben pek efendi davranıp yarım porsiyon mantı ve salata yedim. İstanbul’da ev dışında yenebilecek en iyi mantı bence Aşkana’da. Bir de karşıda Çiftehavuzlar’da Çesta fena değil. Bunlardan gayrı güzel mantı yemedim. Mantı deyince Tatar usulu bol etli, fırınlanmamışını anlıyorum. Çoğu bit kadar kıyma koymasından kaybediyor. Kadıköy’de bir de Sayla Mantı varmış, onu da deneyeceğim bir ara. Bu arada, Aşkana’nın inatla büyümemesi, franchise‘laşmaması, bin yıldır büyüttüğü bakımlı saksılarıyla ev halini devam ettirmesi de mantısı kadar değerli benim için.
Mantı 8 lira, çiğ börek 6 lira.
Saklı’da zeytinyağlı pazı
Meğer bizim merdivenlerdeki Saklı’yı çok merak edermiş Dano. Hakikaten adı üstünde saklanmış binanın giriş katına. Öğle yemeği için gittik ama hiç hayal ettiği keşif olmadı. Saat onikiyle bir arasındaki furya geçtiğinden boş ve sessizdi. Zaten basık ve loş. Fazla yemek de kalmamış. Ben durumu bildiğim şaşırmadım. Selçuk’la Dano mantı yedi, ben zeytinyağlı pazı ve inegöl köfte. En iyisi pazıydı. Evde yapılmışından farkı yoktu. Çayın yanına da üstü cevizli kurabiyeler ikram ettiler, taze taze pek güzeldiler. Eve sipariş için telefonunu almayı unuttuk ama. (30 lira)
Özkonak’ta kazandibi
Selçuk yine mantı yedi. Ben nohut-pilav aldım. Nohut yumuşacıktı. Ardından çayın yanına yediğimiz kazandibi çok başarılıydı. Fazla tatlı değil, fazla sütlü değil, yanığı ise tam ayarında lezzet katmış. Galiba 15 liraydı.
Özkonak’ta lahana dolma
Cihangir’deki Özkonak lokantası, beklediğimiz gibi düzgün bir esnaf lokantası çıktı. Temiz, seri, efendi. Yemekleri afiyetle yeniyor. Şehriye çorbası, lahana dolması, kabak dolması, mantı ve keşkül yedik. Mantı Kayseri el mantısı, bizim alışık olmadığımız türden ama lezzetli. Keşkül idare etmekle beraber üstüne rendeledikleri fındıkla karıştırınca çok güzel bir dokusu oluyor. Cihangir cafe’lerine gidip entel dantellik yapmadan önce düzgün doymak için ideal. Zaten bazı müşterilerin öyle yapmakta oldukları her hallerinden belli. (18,25 lira)