Journey’de crumble

Dekorasyon dergisinde Yiğit’in parmağı ile işaret ettiği ve çok beğendiği akçaağaç-beyaz lake büfeden itibaren saat yönünde: Nişan yüzüğünden geçecek incelikte sarmalar, pestolu pizza, yaban mersinli pancar und roka salatası, garnitür sıfatında brokoli ve ıspanak kökü ve terenin altına saklanmış olan mercimekli ılık patates salatası.

Yiğit’in Selçuk’a bahsetmesinden ve ilk teftişimizden sonra dört kere falan daha geldim buraya. Her seferinde bir başkasını sürükledim ama sadece kahve falan içtim. Her seferinde gayet güzel muhabbet ettik, rahat ettim. Meğer yemeliymişim de. Herşey pek bir ayarında. Bir kere önden içtiğimiz düğün çorbasını hem iyi yapmışlar hem de hafif acı, biraz domatesli, azıcık nohutlu yapıp süper yorumlamışlar. Pizza çavdar unundan, olsa olsa biraz küçük. Salatanın sosu ayarında. Ekşi ekmekler sıcak. Ayy, esas crumble’ı: tatlı değil! üstü hafif tatlı, kıtır kıtır, altı vişneli, dağ meyveli ama hoş bir ekşi. Anlamışlar crumble’ın ne olduğunu. Nihayet biri anlamış.

Servis rahat. Koltuklar daha rahat. Karıştıracak dergi çok. Tuvaletinde bile var dergiler. Aman aman, çok övdüm. Vazgeçtim, gitmeyin siz. Zaten çok yabancı falan vardı, bir de siz gerekmiyorsunuz. Bırakın bir süre ben gideyim.

4 kişi içkisiz 94 lira. Eski Porte’nin yerinde.

www.journeycihangir.com

Roma’nın balçiçeği dondurması

Sinan çocukluğunda İngilizce hiç duyulmayan Moda’da artık ex-pat’lerin yaşadığını, bin türlü kusur bulduğumuz İstanbul’da herşeyin daha daha da değerleneceğini, yakın gelecekte Dubai olacağımızı falan söyledi geçen gün. İstemiyorum değerlenmesin. Dediğini ben de hissettiğim için yazamıyorum artık Yesek’e. Benim artık ait olmadığım bir yer hakkında neci olduğunu bilmediğim insanlara yazı yazmak gittikçe daha zor geliyor. Değerlenmesin aman, sonra Beşiktaş’taki Roma Dondurmacısı kapanacak, bal ve polenli balçiçeği, bir bambaşka olan sakızlı, güzel ekşiten limonlu güzelim dondurmalarını yapmayacak, herkes gidecek Burger King’de köpük yiyecek, Sinan gibiler karşıma geçecek  “ama şekerim orası prime estate, tabii ki kapanacaktı” diye ahkam kesecek. Bari o zamana kadar Roma’dan yiyin dondurmanızı, söz mü?

Kilosu 24 lira.

Yeraltından Notlar I – Kebapçı Enver Usta

Bu öğlen Sedat beni pek gizli gurme mekanlarından Enver Usta’ya götürdü. Tünel Meydanı’ndaki Simit şeysinin yanındaki sokaktan girdik, sokağın sonundan sağa döndük ve soldan yeraltına geçtik. Enver Usta öğlen 2’ye kadar filan hizmet veriyormuş. Zaten 6-7 masalı küçücük bir yer ama belli ki müdavimleri var, tıklım tıklımdı. Biz masamıza oturur oturmaz sıcak pideler, yoğurt, acılı bulgur pilavı ve acılı ezme geldi. Bulgur pilavı buğdayımsı iri bulgurdan, bol acılı ve pek lezzetli. Çöp şiş ve adana söyledik, onlar da gecikmedi. Çöp şiş, soslu ve yumuşak dana etindendi ve oldukça başarılıydı. Hani al o melamin tabaktan, altın yaldızlı kütahya porselene diz, en tırnaktan atma kebapçıda 30 TL’ye getir masaya koy, kimsenin gıkı çıkmaz. Sedat yoğurda bitmeyen methiyeler düzünce kalkarken “Yoğurdu nerden alıyorsunuz?” diye sordum, garson amca “Sütaş” dedi. Sedat’ın hayalleri yıkıldı!

Bütün bunlar 23 TL tuttu. Bir başka sefer de tavuk yemeye gideceğim Enver Usta’ya.