Yesek listesini tamamlamaya çalışmam aslında bayağı bir işe yaradı. Rezene’yi de çıkardım çünkü kutsal bilgi kaynağı sözlükten öğrendim ki Rezene’nin sahibesi devredip kendi yerini açmış ve o zamandan beri Rezene bozulmuş. Kendi yeri için tarif sadece Şişli’nin arka sokaklarında olduğundan ibaret olduğu halde, beylere peşime düşmeleri için tek bir sihirli sözcük söyledim (mantı) ve sora sora Bağdat’ı bulduk.
Ev yemekleri yapan bir yer havasından çok “imalathanenin önüne bir iki masa attık” havası var. İmalathane diyorum çünkü hem duvarlar fayanslı hem de bir paravanın arkasında beyaz kumaş boneli dört-beş kadının tezgah başında harıl harıl çalıştığı görülüyor. Menünün ağır topu mantı. En temel ev mantısı var. Bunun kıtırı, hamuru ıspanaklısı, domateslisi, kepeklisi, içi ıspanaklısı, patateslisi falan var. Ben kremalı ıspanak çorbası içip etsiz bezelye yedim. Selçuk’un ev mantısından, Giray’ın patatesli mantısından otlandım. Tabii ki birer mantı kesmedi. İkincisi neli olsun kavgası başlayınca tabağımı almakta olan genç kadın, “ikisinden yarım yarım bir tabak yapayım” dedi. Giray bu BT formülünü pek sevdi, “Amerika’da istesen bile yaptıramazsın, burada kadın kendiliğinden teklif etti” dedi. Tabağın yarısında hamuru ıspanaklı ve içi ıspanaklı, diğer yarısında kıtır mantı vardı. Mantı çok güzel. Ev dışında yemeye değenlerden. Benim sıralamam şöyle: Ev mantısı, kıtır mantı, patatesli ve ıspanaklı.
Dönüşte doğrudan caddeye çıktık: Adliye’nin oradaki ışıklardan hemen önce sağdan girin, üçüncü solda. Hatta paket servisleri var, yemeksepeti.com‘da da var gerçi ama bu güzelliğimi unutmayın: Perihan Sok. 114A Şişli, 0 212 219 68 54-55
Mantıs’ın duvarındaki baskıdan bir ayrıntı